Amerikan Başkanı Donald Trump, Kuzey Kore’yi “ABD’nin gazap ve
öfkesi ile karşı karşıya kalmakla” tehdit ettikten sonra,
Venezuela’ya karşı askerî müdahale seçeneğinin de masada olduğunu
söyledi.
Peki, ABD’nin canının istediği yere müdahalede bulunma hakkı var
mı?
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan ve hâlen geçerli olduğu
kabul edilen Birleşmiş Milletler sistemine göre, ABD ya da başka
bir ülkenin diğer ülkelere “uluslararası barışı koruma”, "demokrasi
götürme" ve “barış götürme” iddialarıyla müdahale yapma hakkı
yoktur. Bu tür müdahaleler, sadece BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla
yapıldığında uluslararası hukuka uygun kabul ediliyor. Güvenlik
Konseyinin ise, yapısı ve karar alma mekanizmasındaki veto sorunu
nedeniyle uzun zamandır ciddi bir tartışmanın konusu olduğu
biliniyor.
Bunun dışında devletler ancak kendilerini savunmak amacıyla başka
ülkelere karşı askerî güç kullanabilirler. Saldırıya uğrayan
ülkelerin “meşru müdafaa” kapsamında kuvvet kullanmasının ise
sınırları bellidir. George W. Bush’un başkanlığı döneminde ABD’nin,
“preventive war” ve “preemptive war” kavramlarıyla, tehdit algısını
da “meşru müdafaa” kapsamına dâhil edip, karşı taraftan bir saldırı
gerçekleşmeden de müdahale edilmesini meşrulaştırma çabaları
uluslararası toplum tarafından kabul görmemiştir. Ancak
uluslararası toplumun bu karşı çıkışı da Bush yönetiminin, Güvenlik
Konseyi kararı ve meşru müdafaa gerekçesi olmadan 2003 yılında
Irak’a saldırmasına engel olmamıştır. İngiltere, İtalya ve İspanya
gibi bazı müttefikleri de bu hukuksuz saldırısında ABD’ye yardım
etmişlerdi.