Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’in hafta içinde yaptığı basın toplantısında, Türkiye’de tutuklanan Amerikan konsolosluğu çalışanı için “our people” ifadesini kullanması ilginçti. “Bizim insanlarımızın tutuklanması, alıkonulması bizim için büyük endişe kaynağı” cümlesini söyledi Nauert. Türk vatandaşı olan ve diplomatik dokunulmazlığı bulunmayan bir kişi için “bizim insanımız” ifadesinin kullanılması akıllara, 12 Eylül Darbesi’ni Amerikan Başkanı Jimmy Carter’a haber veren CIA görevlisinin “our boys have done it” (bizim çocuklar yaptı) sözünü getirdi.
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın ileri yaşlarda da olsa yargılanmaları Amerikan yönetiminin 12 Eylül Darbesini yapan “çocuklarına” sonuna kadar sahip çıkmadığını gösterdi, 15 Temmuz darbe girişiminin sanıkları olan “insanlarına” ise şimdilik çok kuvvetli bir şekilde sahip çıkıyor ABD’deki Türkiye karşıtı lobi.
15 Temmuz’un Amerika’daki uzantılarının, Türkiye ile ABD arasında büyük bir diplomatik krize yol açacak şekilde İstanbul Başkonsolosluğunda çalışan kişilere bu şekilde sahip çıkmaları Türk-Amerikan ilişkilerinin doğasının anlaşılması açısından önemli ipuçları veriyor.
Bu çerçevede yapılması gereken ilk tespit, Amerikan yönetiminde etkili olan bazı çevrelerin Türkiye ile ABD arasındaki dengesiz bağımlılık ilişkisini devam ettirmek konusunda ısrarcı olduklarıdır. Bu ısrar, Türkiye’nin ABD ile egemen eşitliğe saygı esasına dayalı, dengeli bir karşılıklı bağımlılık ilişkisi geliştirmek yönündeki isteğinin açıkça reddi anlamına geliyor.