Toprakları gasbedilen Filistinlilerin “Toprak Günü” çerçevesinde
geçen hafta düzenlediği “Büyük Dönüş Yürüyüşü” İsrail tarafından
kana bulandı. Gazze sınırında gösteri düzenleyen yaklaşık 50.000
göstericinin üzerine İsrailli keskin nişancıların ateş açması
üzerine 18 Filistinli şehit olurken 800’den fazlası gerçek
mermilerle olmak üzere 1.500’den fazla kişi yaralandı.
İsrail’in gasbettiği topraklarından vazgeçmediklerini göstermek
için İsrail sınırına yürüyen sivil insanların üzerine bu şekilde
saldırılması uluslararası hukuk açısından büyük bir suça karşılık
geliyor.
Peki, uluslararası hukuku korumak için oluşturulan Birleşmiş
Milletler ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi kurumlar bu
katliamdan dolayı İsrail’e karşı bir yaptırım uygulayacak mı?
Bu sorunun cevabını daha önceki İsrail katliamlarından sonra ne
yapıldığına baktığımızda görüyoruz. Daha dört yıl önce İsrail Gazze
Şeridi’ne saldırıp 1.500’den fazla Filistinliyi öldürürken buradaki
BM’nin “koruması altındaki” binaları da bombalamıştı. Ancak ne BM
ne de diğer uluslararası kurumlar bunun hesabını “terör
devletinden” soramamıştı.