Başbakan Binali Yıldırım perşembe günü Türkiye’de yatırım yapan
Alman şirketlerinin temsilcileriyle buluştu ve diğer yabancı
yatırımcılar gibi, Alman şirketlerinin Türkiye’deki yatırımlarının
Türk devletinin garantisi altında olduğunu vurguladı. Alman
hükûmetinden gelen ekonomik yaptırım tehditlerinin ardından bu
gerekli bir adımdı.
Aynı gün medyaya, Enerji Bakanlığının 1000 megawatlık rüzgâr
enerjisi ihalesine başvuran dünyanın ilgili alandaki en büyük sekiz
firmasından dördünün Alman firmaları olduğu yansıdı. Gerek bu haber
gerekse Başbakan Yıldırım’ın toplantısı, Alman şirketlerinin
Türkiye’deki kârlı yatırımlardan vazgeçmek istemediklerinin ve
kendi hükûmetlerinden bu yönde gelen olumsuz telkinlere kulak
asmayacaklarının göstergesi oldu.
Dizel skandalı, egzoz gazı emisyon skandalı gibi sorunlar nedeniyle
hem Avrupa hem de Amerika’da ciddi şekilde köşeye sıkıştırılan
Alman otomobil şirketleri, Washington’un yeni Rusya yaptırımları
nedeniyle milyar dolarlık yatırımları tehlikeye giren Alman enerji
şirketleri ve Amerikan Başkanı Donald Trump’ın Almanya’nın aşırı
ihracat fazlasını hedef alan eleştirileriyle bu ülke pazarına
yönelik satışlarını tehlikede gören bütün Alman firmaları
düşünüldüğünde, uluslararası alanda bu kadar sıkıntılarla karşı
karşıya olan Alman şirketlerinin en son isteyeceği şey Türkiye
pazarını da tehlikeye atmak olacaktır.