İkisi de küresel güç olmaya çalışan Türkiye ile İran arasındaki ekonomik ilişkilerin düzeyi her iki ülkenin bu iddiasını yalanlıyor. Küresel güçlerin komşularıyla yaptıkları ticaret hacimleriyle karşılaştırıldığında Türkiye ile İran arasındaki dış ticaret hacmi çok düşük düzeydedir.
2016 rakamlarına göre 10 milyar doların da altında gerçekleşen Türkiye-İran ticareti Almanya ve Fransa gibi küresel güçler arasındaki ticaret hacmiyle karşılaştırılamayacak kadar azdır. Almanya ile Fransa arasındaki ticaret hacmi 2016 yılında 190 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken nüfus toplamı açısından bu iki ülkeden daha yüksek bir ölçeğe sahip olan Türkiye ile İran arasındaki ticaret hacminin 9,6 milyar düzeyinde kalması Ankara ile Tahran’ın önünde çok büyük bir yol olduğunu göstermektedir.
İki önemli komşu ülkenin bu ticaret hacmiyle küresel güç
hedefinden çok uzak olduğu tespitinin ardından neden Türkiye-İran
ekonomik ilişkilerinin bu şekilde düşük düzeyde olduğuna
değinelim.
Bu konuda ilk göze çarpan engel İran’a karşı uygulanan uluslararası
yaptırımlardır. Bu yaptırımlar, özellikle İran’ın ekonomik
izolasyonunu hedef aldığı için bu ülkenin başta enerji sektörü
olmak üzere birçok alanda Türkiye dâhil komşularıyla ve diğer
devletlerle ilişkilerini geliştirmesini engellemiştir. BM Güvenlik
Konseyi kapsamındaki yaptırımlara uygun davranan Ankara’nın, ABD ve
AB’nin tek taraflı yaptırımlarına aykırı davranması Washington ve
Brüksel tarafından tehdit olarak algılanmış ve Türkiye üzerine ağır
siyasi ve ekonomik baskı uygulamalarına yol açmıştır.