Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) tarafından yapılmak istenen
bağımsızlık referandumu nedeniyle yürütülen tartışmalar Irak’ı
yeniden dünya politikasının merkezine oturttu. Görünüşe göre,
bölgede İsrail dışında bu referanduma destek veren bir ülke
bulunmuyor. Hatta Barzani yönetiminin referandumun yapılması
konusundaki ısrarı Bağdat, Ankara ve Tahran’ı birbirlerine
yakınlaştıran bir rol oynuyor.
Irak ve diğer komşuları gibi Türkiye için de çok önemli olan bu
meselenin Türk medyasında yoğun bir şekilde tartışılması doğal olsa
da, bu tartışmalarda çoğu zaman kantarın topuzu kaçıyor. Orta ve
uzun vadede Türkiye’yi zora sokacak politika önerileri havada
uçuşurken, çoğu zaman gerçekler de çarpıtılıyor. Bu da halkın
kafasındaki soru işaretlerinin çoğalmasına yol açıyor.
Bu durumda Türkiye’nin Irak’ta ne istediği sorusunun cevabının açık
bir şekilde verilmesi önem kazanıyor.
1. Türkiye’nin Irak politikasında en çok önem verdiği konu, PKK ve
diğer terör örgütlerinin bu ülke topraklarını kullanmasının
engellenmesidir. Irak’ın kendi topraklarında güvenliği sağlamakta
başarısız olması PKK’nın Kuzey Irak’ta üslenmesini
engelle(ye)memesi Ankara’nın bu ülke ile ilgilenmesinin temel
sebebini oluşturuyor. İçeride PKK’ya karşı başarılı bir mücadele
yürüten Türkiye, örgütün beslendiği dış kaynakları kesmeye
yöneldiğinde ilk olarak karşısına Irak toprakları çıkıyor.
Yıllardır Kandil’i Türkiye’ye karşı terörist saldırılarının merkezi
olarak kullanmasına Bağdat ve Erbil’in engel ol(a)madığı PKK,
DEAŞ’ın oluşturduğu toz bulutundan yararlanarak etki alanını Şengal
bölgesine genişletmeye çalışıyor. Irak topraklarında artan PKK
etkisi, kaçınılmaz olarak Türkiye’nin bu ülkeye yönelik ilgisinin
de artmasına yol açıyor.