Türkiye’nin Orta Doğu politikasının etkinliğini sınırlandıran,
birbiriyle yakından ilişkili üç faktörden bahsedilebilir: Küresel
aktörler, terör örgütleri ve iç istikrar.
Türkiye, Orta Doğu’daki diğer bölgesel güçlerle benzer ekonomik ve
askerî kapasiteye sahip bir ülke olarak özellikle kendisine komşu
bölgelerde müdahalelerde bulunabilir, ancak bu bölgede çıkarları
olan ABD ve Rusya gibi küresel aktörlerin Orta Doğu’daki
etkinlikleri Ankara’nın hareket alanını ciddi şekilde
sınırlandırıyor. Bu yüzden Türkiye, Orta Doğu siyasetini
şekillendirirken bu küresel aktörlerin bölgeye yönelik
politikalarını hesaba katmak, onlarla doğrudan karşı karşıya
gelmekten kaçınmak ve çıkarları gereği bir küresel aktörle rekabete
girecekse diğerleriyle onu dengelemenin yollarını aramak
zorundadır.
Eğer bu küresel aktörlerin herhangi birinde, İsrail’in sahip olduğu
gibi güçlü bir lobisi yoksa, onlarla kalıcı stratejik ortaklıklar
kuramayacağını ve bu ülkelerin ancak taktik iş birliklerine
yanaştığını bilerek hareket etmeli ve kendisi de bunlarla kuracağı
ortaklıkların taktik iş birliklerinden öteye geçmeyeceğini
unutmamalıdır. Türkiye, kendi çıkarlarına zarar veren politikalar
izleyen küresel güçleri, bölgede etkin olan başka küresel
aktörlerle olduğu gibi bölgesel güçlerle kuracağı iş birlikleriyle
de dengeleyebilir.