Askerî darbeler, uluslararası ilişkilerde sık rastlanan güç
politikası araçlarındandır.
Dünyanın bir köşesinde askerler kendi hükûmetlerine karşı darbe
yapıyorlarsa, bu mutlaka o ülkenin “müttefiki” olan bir küresel
gücün bilgisi, onayı ya da arzusu doğrultusunda
gerçekleşiyordur.
“Müttefik” güç ya da güçler neden darbeye onay verir ya da
yapılmasını isterler?
Darbe, daha zayıf olan bir “müttefiki” kontrol altında tutmak için
başvurulacak yöntemlerin en sonuncusu ve en maliyetlisidir. Daha
yumuşak müdahale yöntemleri kullanılmasına rağmen, “müttefik”
kontrolden çıkıyorsa artık darbenin zamanı gelmiştir.
Bunun için gerekli şartlar zaten önceden hazırlanır. Bu hazırlığın
en önemli ayağını ordunun kontrolü oluşturur. Söz konusu olan bir
“ittifak” ilişkisi olduğu için, “müttefik” ülkede en yoğun temasta
bulunulan kesim, askerlerdir. Eğitim için gelen üst düzeyli
subaylar ile gerekli bağlar kurulur, askerî yardımlarla ordunun
bağımlılığı artırılır. Türkiye örneğinde olduğu gibi, kurduğu
paralel yapıyla askerî bürokrasiyi ele geçirmeyi hedefleyen
yapılara destek verilir veya bu yapıların kontrolü ele geçirilir.
Liderlerini Pensilvanya’da misafir/rehin tutmak bu tür yapıların
kontrolü açısından çok etkili bir yol olabilir.