ANKARA
Ne zamandır Ankara'ya gelmiyordum. Son dönemlerin en önemli kongresini yerinde izlemek için buradayım. Hava soğuk, gökyüzü gri, beklenti büyük. Teşkilattan medyaya, siyasetten ekonomiye kadar her kesimde bir beklenti, bir değişim isteği oluşmuştu kongreye giderken.
VİZYON SLOGANA YÜKLENMİŞ
Partinin kongrede seçtiği slogan beklentileri dile getirecek şekilde dizayn edilmiş.
Yeniden atılım. Demokrasi, değişim, reform.
Sloganın kendisi başlı başına bir mesaj ve vizyon içeriyor aslında. Sloganı tercih eden ekip, toplumun ve kamuoyunun beklentisini sahaya yansıtmak amacıyla bu stratejik tercihi yaptıklarını söylüyor.
Böylece beklentileri daha da yükseltmiş oldular.
Ankara'da bu beklentinin daha yüksek olduğunu, daha merakla beklendiğini de gördüm.
Elbette, Erdoğan'ın 998 gün aradan sonra partinin başına yeniden dönmesi, “fetret dönemi” gibi görülen bir sürecin sona ermesi olarak görülüyor aynı zamanda. Doğal olarak lider geri döndüğünde büyük değişimin ve atlımın da başlayacağı kanaati her yere hakim oluyor.
KONGRE SÜRECİNİ ZEHİRLEYEN TATSIZ OLAY
Bu beklentinin haklı ve daha ilkesel bir beklenti olduğunu söylemeliyim. Buna gölge düşüren tek şey, kongreden iki gün önce, sosyal medya üzerinden başlatılan kirli bir kampanya oldu. Son derece çirkin, iftiralarla dolu, doğrudan kişilerin hükmü şahsiyetini hedef alan paylaşımlarla, parti içinde yöneticiler hedef alınarak, herkesi şaşırtan ve rahatsız eden bir operasyona şahit olundu.
Dolayısı ile etik, ilkesel, reel politik anlamlar yüklenmiş beklentiler kişiselleştirildi ve ortam zehirlendi.
Erdoğan hedef seçilen isimlerin neredeyse tümünü divan başkanlığına seçerek, bu kirli algı operasyonuna izin vermedi ve niyeti bozuk kişilerin beklentisini boşa çıkardı.