‘Dünyanın en uzun caddesi’ diye gurur duyuyorlardı Kanadalılar. Yonge Street, 2 bin Km uzunluktaydı ve ip gibi düzdü.
Toronto’da, bu caddenin kenarında, bir kafede oturmuştuk. İngilizce hocamla memleketlerimiz üzerine konuşuyorduk. Ben ‘Chapters-İndigo’ isimli kitapçılara gider, parasızlıktan kitapları alacakmış gibi inceler, okur, sonra almadan çıkardım. Orada serbesti böyle yapmak.
SİZİN ŞEHRİNİZ HANGİ HİKAYELERİ ANLATIR?
O gidişlerimden birinde, İstanbul’u anlatan bir albüm kitap incelerken, Sultanahmet’in, Boğaz’ın fotoğraflarına elimi sürdüğümü ve gözlerimin dolduğunu fark etti İngilizce hocam.
Kafede otururken, şaşkınlık içinde, “Seni kitaba dokunurken gördüm. Çok duygusaldın. Ne oldu” diye sordu.
“İstanbul’u çok özledim. Burnumda tütüyor. Birçok gece rüyamda görüyorum. Sanırım İstanbul’la aramda duygusal bir bağ var. O yüzden fotoğraflarına dokunarak hasret gideriyorum” dedim.