Dün Basın Bayramı'mı kutladı bir kişi. Mutlu oldum. Gazeteci olarak bir bayramımızın olması ne güzel. Kurban Bayramı gibi değil tabii. Sönük geçiyor ama olsun, yine de bayram.
Bir köşe yazarı olarak, her bayramda insan şöyle hediye falan bekliyor ama gelen yok. Bana gelen postalara bakıyorum. Konferans, seminer, açık oturum, dergi, kitap. İlçe belediyelerin etkinlikleri, bakanlıkların açılışları… Peki bu hediye saatler, telefonlar, kalemler kime gidiyor? Daha doğrusu bana niye gelmiyor?
NEDEN MALDİVLER'E BİZ GİTMİYORUZ?
Maillerde de durum şudur: FETÖ soruşturmalarında meydana gelen mağduriyetleri anlatan yüzlerce mail. Etkili muhasebe kursları (bana niye gönderiyorlar sürekli bilmiyorum), Malatya Kayısı Festivali, müşteri yönetimi ve tahsilat riski semineri, psikoterapi kongresi (neden ben?)… böyle devam ediyor.
Konuşmacı olarak istenilen konular: Ortadoğu, 15 Temmuz, FETÖ, medyanın geleceği, yeni dünya düzeni, Avrupa ile kriz, siyaset… Konuların tamamı kriz. Bir tane huzur ve mutluluk veren mesele yok.
Yaz günü Maldivler’e, kış günü Kanada’ya, baharda St. Petersburg’a davet eden yok. Nedense hep aynı kişileri davet ediyor büyük şirketler. Sanırım benim yazılarımı beğenmiyorlar. Yazı konularımı buna uygun hale getirmek lazım.