Asgari ücret açıklandığında Ankara'daydım. 4.250 TL iyi bir artış. İşçilerimiz adına çok mutluyum. Bunun, bakan Vedat Bilgin'in dediği gibi bir bayram havası yaratması bekleniyordu.
Asgari ücret açıklandığında Ankara’daydım.
4.250 TL iyi bir artış. İşçilerimiz adına çok mutluyum.
Bunun, bakan Vedat Bilgin’in dediği gibi bir bayram havası yaratması bekleniyordu.
Öyle oldu mu?
“ZAM İYİ DE SONRA NE OLACAK?”
Ankara’da asgari ücretle çalıştığını düşündüğüm birçok kişiye sormak istedim. Otelde, restoranda, alışveriş merkezinde…
Konuştuğum insanlar bayram havasında değildi nedense.
Ancak yapılan zammı da küçümsemiyorlardı.
Lakin neden mutlu değiller, neden gözleri ışıldamıyor?
Hepsinin ortak cümlesi şuydu:
“Tamam da sonra ne olacak? Dolara, zamlara baksana?”
Aslında insanlar önlerini göremedikleri, ileride ne olacağını bilemedikleri için bu yapılan zamma sevinemiyor.
Talihsizlik! Asgari ücretin açıkladığı gün doların “tarihi rekorlar” kırdığı gündü. Merkez Bankası’nın faizi düşüreceğini dünden itibaren anlayan piyasa, çoktan ona tepki verip doları 1 TL yükseltmişti bile. 1 dolar 15.50 oldu.
İNSANLARIN GELECEK KAYGISI OLUŞTU
Şimdi son iki üç aydır ‘Doların artışı-zam yağmuru paritesinde' yaşayan insanlar, doğal olarak tedirgin oluyor, kaygılanıyor, gelecekten endişe ediyor.
Ne zaman dolar artsa bunun kendisine zam olarak geri döndüğünü gören bir insana, “Dolarla mı maaş alıyorsunuz, neden ona bakıyorsunuz” diyemezsiniz. Dememelisiniz.
İnsanların gelecek kaygısı oluştu.
Hiçbir siyasi açıklama, hiçbir duygusal savunma, milli manevi değerlerle yapılmış izahatlar onları tatmin etmedi.
Etmez de.