Konu size yabancı gibi gelmesin. Hepimizin yaşadığı bir sorundan
bahsedeceğim.
Bir fikrin mayalanması, büyümesi ve dal budak salması için
şartların oluşması gerekir. Bazı fikirler her iklimde büyümez, her
toprakta kök salmaz. Bazı fikirler vardır, farklı bir iklimle,
toprakla karşılaştığında dönüşür, biçim değiştirir, serpilir ya da
çürür.
Komünizm komşumuz Rusya'da kök salarken, bizde hayat bulamamıştır.
Mezhepçilik yanı başımızdaki İran'da, Suriye'de, Irak'ta büyürken
bizde karşılık bulamamıştır. Bizim toprağımız farklıdır.
KAPALI TOPLULUKLAR, ÖZGÜR FİKİRLERİN DÜŞMANIDIR
Kapalı toplumlar, gruplar, cemaatler, oluşumlar farklı havanın,
farklı suyun topraklarına gelmesine izin vermezler. Gettolaşma
böyle oluşur.
FETÖ bu yüzden kendilerinden başka hiçbir kitabın okunmasına,
hiçbir yazarın takip edilmesine, üyelerinin farklı ortamlara
girmesine asla izin vermezdi.
Aynı taktiği izleyen her cemaatin amacı aynıdır. Mayalamak
istedikleri fikrin etkileşime girmesine izin vermezler.
Üniversite yıllarımızda birlikte polisten dayak yiyip, çay
ocaklarında diz büktüğümüz arkadaşlarımızla önceki gün konuşurken
şunu fark ettik: Akıl almaz çeşitlilikte bir okuma serüvenimiz
olmuş. İran'da Mevdudi okumuşuz, Fatih'te Kemal Tahir güzellemesi
yapmışsız, Necip Fazıl'ın şiirlerini Nazım'ınkiyle
kıyaslamışız.
Kafamız karışmış ancak ne mezhepçi olmuşuz, ne cemaat fanatiği. Ne
dogmatik bir zihnimiz olmuş, ne de ülkeye hainlik etmişiz. Özgürce
tartışmanın, özgürce eleştirmenin ve özgürce konuşmanın
meyvelerini, olgunluk yaşımızda toplamışız.
Kimse bizi bir gün dost bildiğimiz insanlara düşman edememiş,
ekmeğini yediğimiz ülkeye ihanet ettirememiş. Soru sormanın,
sorgulamanın, körü körüne bağlanmamanın, illaki bir neden
aramamızın sonuçlarıdır bunlar.
Fikirlerimizin mayalanması esnasında her iklime, her zemine, her
suya ve herkese açık olmuşuz.
FİKİRLER ZIDDI İLE KAVİLEŞİR
Her gün aynı gazeteyi takip eden, aynı televizyonu izleyen, aynı
kitapları okuyan, aynı mahallede dolaşan ve aynı kişilerle konuşan
birinin fikirleri kavileşmez, katılaşır.
Fikirler zıddı ile karşılaştığında kavileşir. Fikirleri katılaşan
biri de esneyemez, kırılır.
Kendi fikrine, tezine, argümanına güvenmeyen biri, dış etkenlerden
korunmak için onu bir fanusta büyütmeyi tercih eder.
Fanusta büyütülen hiçbir fikir, toplumda kök salamaz, çınarlar gibi
yücelmez.
Aynı yerden beslenen insanlar, hep aynı vitamini alan vücut gibi,
bir yanı gelişirken, diğer yanı zayıflar. Dogmatik zihin böyle
doğar. Tüm gelişmelere, yeniliklere, farklılıklara, ötekine tepki
gösterir, hasım olur.
Kötü fikrin en büyük korkusu, iyi bir fikirle karşılaşmaktır.
O yüzden zayıf insanlar sürekli kendileri gibi düşünen, kendileri
gibi konuşan, kendileri gibi hareket edenlerle birlikte olmayı
tercih ederler. Fikren korkaktırlar yani.
EN BÜYÜK NİMET ELEŞTİRİDİR