Hızlı ve köklü bir değişimin ortasında olduğumuz için tam olarak nereye doğru evirildiğimizi, dolayısı ile sosyolojinin nasıl değiştiğini kavramakta zorlanıyoruz.
Lakin hepimiz, aile içindeki ilişkilerimizden dostluklarımıza, iş yapma şeklinden ahlaki yapımıza, insani ilişkilerden çevreyle ilişkimize kadar, bir şeylerin eskisi olmadığını, bazı şeylerin değiştiğini fark ediyoruz değil mi?
Ancak buna tam olarak isim koymadığımız gibi, bunun nasıl bir yere doğru gidip, nerede duracağını da kestiremiyoruz henüz.
‘OKUDUKLARINIZ SOSYOLOJİ TARİHİ OLDU’
Hem sosyoloji hem de siyaset bilimi alanında çalışan sevgili Mustafa Şen, bana şöyle ilginç bir şey anlatmıştı. “Kızım sosyolojide okuyor. Ona dedim ki, şu anda kadar öğrendiğin her şey sosyoloji tarihi oldu. Mevcut sosyoloji başka bir şeye dönüştü.”
Ben de geçtiğimiz günlerde, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde süren büyük değişim ve dönüşüm projesinde, iletişim bilimi için yapılan beyin fırtınasında aynı şeyi söyledim. “İletişim fakültelerinde okunan müfredat, artık ‘iletişim tarihi’ olarak okutulmalıdır.”