Bu kitabı ben yazacaktım! Böyle tepkisel bir cümleyle başladım yazıya zira hafiften kıskançlık krizindeyim! Evin oğluna değil de, komşunun gözlüklü çocuğuna ilgi gösteren baba konumunda şu an Bülent Arınç benim için. Zaten atalarımız doğru söylemiş, ‘evin danasından öküz olmaz’.
‘Bu kitabı ben yazacaktım’ derken şaka sandınız sanırım. Değil. 2008 yılında Bülent Bey Meclis Başkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra, biyografisini yazmaya karar vermiştim. Ve Bülent Bey ile kitabın planlamasını konuşup, çalışmaya başlamıştım bile. Hatta ağabeyleri Ümit ve Kutlay Arınç ile röportajlar yapıp kaydettim.
Ayrıca Bülent Bey’in ve ailesinin çok eski fotoğraflarını toplamaya başladım. Hatta o fotoğrafların bir kısmı hala bende duruyor. Ömer Şahin’in hazırladığı kitaba baktım o fotoğraflar yok. Yeni baskısı için vereceğimi düşünüyorsa Ömer, avucunu yalar!
Yani demem o ki, o kitabı yazmaya başlamıştım ve dokümanları topluyordum. Ancak araya benim Başbakan Danışmanlığım, Bülent Bey’in Başbakan Yardımcılığı, sonra Anadolu Ajansı işleri girince kitap projesi ertelendi. Yine de birkaç defa niyetlendim. Hatta kitap projesinin yanında belgesel projesini ekledim. Bülent Bey ‘şu yoğunluk bitsin bakarız’ diyerek projeyi öteledi. Keşke dinlemeseydim.
Sonra ikimiz de Ankara’daki aktif görevlerimizden çekildiğimizde, lanet FETÖ olayları, 15 Temmuz darbesi, krizler, sorunlar vs. girdi aramıza. Ve benim kitap yazma projem öylece kaldı.
Tam niyetlendiğim zaman, komşu çocuğunun evdeki boşluğu fırsat bilip, sandalyeye kurulduğunu öğrendim!