Bizim gibi insanların, yani ömrü hayatını “dava” dediği bir idealin peşinde koşarak geçirenlerin konuşması, tartışması, bazı gerçekleri kabullenmesi en zor konulardan birini yazacağım. Dava ve siyaset, dava ve para, dava ve iktidar… yani dava ve güç ilişkisinden bahsediyorum.
Tüm bunları soğuk kanlı bir şekilde tartışmak, yazmak ve bir sonuca ulaşmak zor olsa da denemeye karar verdim. Çok uzun süredir kafamda tartışıyordum. Sonunda sizlerle tartışmanın faydalı olacağını düşündüm. Bakalım öyle olacak mı?
EN BAŞTA TIKANDIĞIMIZ KONU: DAVA NEDİR?
Konu, en başında tıkandı benim için. 15 yaşımdan beri peşinden koştuğum, uğruna tüm hayatımı dizayn ettiğim “dava” ne demektir? Yani sosyopolitik bir sözleşme mi? Bir grup ahitleşmesi mi? Tarikat mı? Mezhep mi?... Nedir dava?
Şaşırtıcı ama bunun tanımını bulamadım. Konu sanırım politik psikoloji alanına girer diye Prof. Dr. Erol Göka’yı aradım. Dava-siyaset ilişkisini yazmayı düşündüğümü söyledim. Sonra “ ‘dava’ kavramını nasıl tanımlayacağız?” dedim. O da yıllarca dava peşinde koşan bir bilim adamı olarak, içinde bulunduğu şeyi tam olarak tarif edemedi.
“Sen en iyisi ‘dava nedir’ diye ilk yazıyı yazıp, tartışmayı öyle başlat Kemalcim” dedi.