Bir seçim gezisindeydik. Seçim otobüsünde Başbakan Erdoğan konuşuyordu. Biz de otobüsün içinde, bir grup siyasetçiyle oturuyorduk. Cemil Çiçek ile her zaman tatlı bir atışmamız olurdu. Devlet ve siyaset tecrübesini önemser, konuşturmaya çalışırdım. Konu dava, etik, ilke ve siyaset ilişkisine geldi nasıl olduysa. Şunu dedi bana:
“Eğer dava, ilke, prensip gibi dertlerin varsa, bir vakıf ya da dernek kur, o işlerle uğraş. Bunları düşünerek siyaset yapamazsın. Siyasetin kendi kuralları vardır”.
Bu söz, o gün zihnime çok derin işledi.
Aslında siyasetle ilgilenmeye başladığımdan beri, ahlak ve siyaset, dava ve siyaset, din ve siyaset konuları kafamı hep kurcaladı.
ZOR VE DUYGUSAL BİR KONU
Zor bir konu olduğunu biliyordum. Dün yazdığım ‘dava nedir?’ yazısına gelen mesajlardan bunun aslında birçok kişinin kafasında tartışılması gereken zor bir konu olduğunu anladım.