Yazarlığa başlarken hedefim, gündemin seline kapılmadan, kendi gündemimde yazılar yazmaktı. Hele polemik, kavga, günlük tartışma, günlük olaylara hiç girmeyecektim. Çünkü biliyorum, o girdabın içine bir girdin mi, kendini kaptırıyorsun ve başlıyorsun orada dönmeye. İşte o zaman körlük başlıyor, tıkanıklık başlıyor, kısırlık başlıyor ve zihin düzleşmesi oluyor.
Birçok mesleğin kendine göre girdabı vardır. En çok da siyasette girdaplar oluşur. Ankara’da görev yaptığım yıllarda, en büyük mücadelem, bu girdaplara kendimi kaptırmamak üzerineydi. Her hafta düzenli olarak İstanbul’a gelir, toplu taşıma araçlarına biner, siyaset ve medya dışındaki arkadaşlarımla buluşurdum.
Onlarla hayatın içinden, sanattan, doğadan yani sıradan konulardan konuşur, zihnimi açardım. Bu benim fikrimin donmasına engel olurdu. Düzenli olarak doğaya kaçar, tek başıma dağlarda dolaşır, muhasebe yapar, geldiğim yerden, gittiğim yere bakardım. Tüm bunların çok faydasını gördüm.
Şimdi Ankara’daki arkadaşlarıma bakıyorum, bir kısmı girdaba kapılmamak için mücadele ederken, bir kısmı girdaba kapıldığını görmüyor bile. Yazarlarımızın durumu da aynı.
SİZ DE GİRDABA KAPILDINIZ MI, TEST EDİN
Kendinizi bu konuda test edebilirisiniz. Her gün okuduğunuz yazılara, takip ettiğiniz yayınlara, TV programlarına, gittiğiniz mekanlara, görüştüğünüz insanlara, sosyal medya mesajlarınıza bakın. Hepsi birbirine benziyorsa, bir girdabın içine girmişsiniz demektir.