Ne kadar da bu zaman uygun bir tanımlama… Felsefenin derin mevzularından biri olmasına bakmayın. Yaşadığımız her an ve her yerde hakikat krizi ile karşılaştığımızı görürsünüz.
Hangisi hakikat? Hakikat nedir? Gerçek hangisi?..
İnsanların inandıkları başka, söyledikleri başka, yaptıkları başka türlü hale geldi. İnandıklarıyla, söyledikleri arasındaki uçurum hiç bu kadar derin olmamıştı. Daha vahimi şudur ki, insanlar bunu garipsemiyor.
Televizyonda tartışma programlarında çok başıma geldi. Canlı yayın esnasında savunduğu fikrin sonuna kadar doğru olduğunu söyleyen biri, ara verildiğinde aslında benim savunduğum fikrin doğru olduğunu söylemiştir.
Ya da burada yazdığım bir yazının, bir eleştirinin ne kadar haklı olduğunu kulağıma fısıldayan biri, kalabalık arasında tam tersi fikirleri savunmuştur.
İKİ FARKLI HAKİKATE İNANAN İNSAN TİPİ DOĞDU