Hava çok soğuktu. Rakım 3378. Büyük Deniz Gölü’nün kıyısında çadırlarımızı kurmuştuk.
Gecenin zifiri karanlığında uyandım. Çadırdan dışarı çıktığımda hayatımda gördüğün en büyüleyici manzaralardan biriyle yüz yüze geldim. Samanyolu tüm detayları ve parlaklığı ile başımın üstündeydi. Oğlum Asım benden daha çok etkilendi. Çünkü ilk defa Samanyolu’nu çıplak gözle görüyordu. Şehirde yaşayan birinin asla göremeyeceği bir manzara..
Kaçkarlar yolunda, lacivert renkli gölün hemen kenarında, gökyüzü rengarenk ışıklar saçan milyonlarca yıldızla süslenmişti. Samanyolu ise tüm cazibesi ve süslü haliyle onların ortasındaydı. Sanki dünyanın önünden alımlı bir geçit töreni yapıyorlardı. Bunu çıplak gözle göremezdiniz. Aslında onlar geçmiyordu, dünya dönüyordu. Bunu ancak tanıdığın en iyi doğa fotoğrafçısı Ali Kemal Atik’in o gece çektiği görüntülerden anlayabilirdiniz.
Gece boyunca o soğukta, saatlerce çekim yapmış, sonra onları birleştirmiş ve ortaya yıldızların, Samanyolu’nun muhteşem geçidi ortaya çıkmıştı.
4 YIL ÖNCE KOPAN LİF VE KURULAN BAĞ
Kaçkar Dağları'yla hikayem 3 yıl öncesine dayanıyor. Zirveye tırmanmak için gitmiştim. Gazeteci arkadaşlarımla birlikte Rize’den önce Ayder Yaylası'na, sonra Kavrun Yaylası'na, oradan da Kaçkar’ın zirvesine tırmanacaktık. Hedefimiz Kuzey tarafından 3932 m yükseklikteki zirveye çıkmaktı.