Kudüs duyarlılığımız tartışılmaz. Dün, bugün Kudüs konusunda eminim duyarlılığımızı arttıracak, duygularımızı kabartacak ve öfkemizi bileyecek çok yazı okumuşsunuzdur.
Ancak Kudüs’ü tartışma şeklimiz, gündeme getirme biçimimiz, soruna bakış açımız acaba farklı olabilir mi? Herkesin yoğun duygusallıkla konuştuğu bir ortamda, başka bir bakış açısıyla konuyu tartışmayı deneyeceğim.
KUDÜS, SADECE MÜSLÜMANLARIN SORUNU MU?
Başka bir açıdan Kudüs sorununu gündeme getirme fikri, Belkıs İbrahimhakkıoğlu önderliğinde, fedakar bir kadın gurubu tarafından geçen yıl kurulan Kudüs Platformu istişare toplantısında aklıma gelmişti.
Kudüs sorununu gündemde tutan, bunun için uğraşanlar neredeyse bir avuç müslüman. Bunlar da ‘radikal, aşırı dinci’ diyerek dışlanmaya çalışılıyor. Müslümanların Kudüs diskuru da konuyu radikalleştirmeye, uçlara taşımaya müsait.
Oysa Kudüs’ün statüsü, tarihî ve dinî yapısı aslında üç din için de çok önemli. Yani Kudüs sorunu üç dinden insanı da ilgilendiriyor. Hristiyanların da en az müslümanlar kadar, Siyonist olmayan yahudilerin de en az hıristiyanlar kadar Kudüs sorunu vardır. Ancak bu konuda bir platform olmadığı için, Kudüs sorunu üç dinin mensuplarının ortak problemi haline gelmiyor bir türlü.