Ankara’dan İstanbul’a gidiyordum. Uçakta yanıma bir bey oturdu. Selamlaştık. Türkçesi dikkatimi çekti. “Nerelisiniz?” dedim. “Kerkük” dedi. “Hayatımda en çok etkilendiğim türkü, Altın hızma mülayimdir. Nasıl da insanın ciğerine dokunuyor” dedim.
Tebessüm etti. “Sağ olun. Beni mutlu ettiniz” dedi. Birden yüzüne dikkatlice bakınca. “Evet, türkü bana ait. Ben Abdurrahman Kızılay” dedi.
Hem büyük üstadı tanıyamadığıma üzüldüm, hem de yan yana oturmak ve sohbet etmekten dolayı çok mutlu oldum.
Son görüşüm oldu. Kısa bir süre sonra (2010) vefat etti.
KERKÜK, MEZHEP VE MİLLİYETÇİLİK ARASINDA SIKIŞIP KALDI
Altın hızma, tüm Kerkük türküleri gibi, bir ağıt olarak kalbimize dokunur. Çünkü Kerkük’ün tarihi ağıt yakılacak kadar acıdır.