Konferanslara davet edildiğimde, şehirlerde konferansın haricinde birkaç şey daha yaparım. Siyasi ortama bakar, nabız tutarım. Ayrıca düşünce ve kültür konusunda fikir alışverişinde bulunurum. Bu bana ülkenin genelindeki gelişmelerle ilgili bir kanaat kazandırır.
Tabi şehrin doğasını, tarihi mekanlarını gezer ve geleneksel yemeklerini tadarım. Bunu söylememe gerek yok sanırım!
Son birkaç ayda ona yakın şehirde bulundum. Şehirlerin gelişmişliklerini, kültürel olarak yaptıklarını ve diğer şehirlerle rekabet etmek için ne durumda olduklarına dikkat ettim.
Bazı şehirlerin tatlı bir rekabet içine girdiğini, şehir aktörlerinin gayretli çalışmalar içinde olduğunu, bunun da şehre çok güzel şeyler kazandırdığını gördüm.
KARS’IN TRENİ, URFANIN TARİHİ, GAZİANTEP’İN YEMEKLERİ
Örneğin Kars’ta tren projesinin şehre nasıl katkı sağladığına şahit oldum. Türkiye’nin her yanından yerli turistlerin tren yolculuğu yapıp, Çıldır Gölü, Kars şehir merkezi, Ani harabelerini, Sarıkamış’ı ziyaret etmesi şehre hem ekonomik hem de kültürel olarak çok şey katmış. Kars’ın kendi içindeki siyasi kamplaşmalar olmasa, eminim daha çok proje çıkabilir oradan.