Önceki gün bir tartışma programının reklam arasında konuklardan biri, “benim bu programlardan kaç para aldığımı hesaplamış birisi. Şaşırdım kaldım. Burada kuru pastaya talim ettiğimizi bilmiyorlar tabi” dedi. Orada ışık yandı kafamda. Bu konuyu yazayım dedim. Zira benim de, katıldığım programlardan kaç para kazandığımı hesaplayanlar oluyor. Dedim yardımcı olayım, açıklayayım.
ESKİ TARTIŞMA PROGRAMLARININ TADI
Bugünküler kızmasın ama eski dönem tartışma programlarının tadı başkaydı. Rahmetli M. Ali Birand, Ali Kırca, daha da eskilerden, Ahmet Altan, Neşe Düzel’in programlarını hatırlayanlar bilir, ekran karşısına hepimizi kilitlerlerdi. Yokluk zamanı, özel kanal sayısı az tabi. Ekrana çıkmak, tartışmaya katılmak öyle zordu ki, araya devlet ricali torpili icap ederdi.
Tartışma programlarına herkes hazırlanıp gelirdi. Elinde onlarca klasör, kitap, fotoğraf ile çıkan siyasiler arasında en popüleri, R. Tayyip Erdoğan ve Melih Gökçekti. Biz ekran karşısında, onlar rakibine okkalı laf etti mi, ellerimiz patlarcasına alkışlardık (internette çok sayıda arşivi var, muhakkak izleyin).
Önceleri deli gibi programa hazırlanıp, zıpkın gibi gelen sunucular vardı. Hulki Cevizoğlu’nun doktora tezi gibi hazırlandığı programları, kitap diye okutsalar yeridir. Eşi benzeri yoktu o ‘ceviz kabuklarının’.
Bizim mahallede, Kanal 7’de İskele Sancak ile Ahmet Hakan başlatmıştı tartışma programlarını. Ben de bir süre ekipte yer almıştım. Bu program da çok ilgi çekiyordu. Kanal 7’ye mesafeli olanlar gelmezdi. 20. yılına yaklaşan programı şimdi Mehmet Acet başarıyla sürdürüyor hala.