Çocukluğumuzun geçtiği Sakarya’da, depremlerle ve deprem hikayeleriyle büyüdük. Şehir büyük ovaya kurulmuştu. Ve toprağı yumuşaktı. İki metre kazdınız mı su çıkardı. O yüzden depremler çok ciddi yıkımlara neden olurdu şehrimizde.
Sonradan depremle ilgili bilgiler edindikçe, depremin oluşum şeklini, zeminle ilişkisini öğrendik.
TOPLUMSAL ZEMİN SIVILAŞMASI NEDİR?
Sanırım en çok aklımda kalan bilgi, ‘zemin sıvılaşması’ denen şeydi. Üzerinde yaşadığımız toprak alttan alta sıvılaşıyor, toprağı tutan bir direnç noktası olmayınca, küçük bir sarsıntıda üzerindeki her şey kayıp gidiyor. Depremlerde en büyük tehlike de budur.
Geçtiğimiz günlerde bir akademisyenin İstanbul için zemin sıvılaşması uyarısı yaptığını okudum. Ürkütücü.
Zemin sıvılaşması toplumlar için de geçerlidir. Toplumu bir arada tutan ve erozyona uğramasını engelleyen direnç noktaları vardır. Bunlar her topluma göre değişse de aşağı yukarı birbirine benzer: