ABD ve birinci derecedeki stratejik dostlarının en büyük amaçlarının, kısacası "enerji" diye adlandırılabilecek gücün peşinde olduğu, buna mukabil Çin, Rusya ve İran gibi ülkelerin de, petrol, gaz ve su gibi değerleri kaptırmamanın mücadelesini verdikleri görülüyor.
Bu arada, petrol ve gaz gibi nadide kaynaklara sahip Körfez ülkeleri, ABD'nin kâh dost kâh düşman görüntüsü altında "gönülsüz" olsa da, ürettiklerini çıkarıyor, sonra da kazandıkları dolarlarla silah alma zorunluluğunda kalıyor.
Türkiye gibi ülkeler ise kiminle dost kiminle düşman olunup olunmayacağının telaşı içinde ne yapacağını şaşırıyor.
Özellikle Orta Doğu'da doların; petrol, gaz ve su ile savaşı sürüp gidiyor.
Yeri gelmişken; suyun ne denli değerli olduğu veya olacağını belirtmekte yarar bulunuyor. Gerçekten de, İsrail'in hatta Türkiye'nin suya ihtiyacı, yakın yıllarda kendini göstereceğinin sinyalleri şimdiden alınıyor.
Dünyaya muhtaç olduğu enerjinin büyük bir bölümünü sağlayan, Orta Doğu ve Avrasya bölgelerinin daima tehlikenin odağı halinde olması, hepimizi hem düşündürüyor hem de endişelendiriyor.