Dikkat edilirse; Trump'ın "Başkan" olmasından itibaren ABD neredeyse bütün dünyada, hem kargaşalara sebep oluyor, hem de itibar kaybediyor.
Kısacası, Trump ve ABD pişman ve perişan fakat "çılgınca" dönem yaşıyor.
Özellikle, Orta Doğu'da dolayısıyla çoğu İslam ülkelerinde Trump'ın hırçınlaşan "sinsi eli" dolaşıyor.
Gerçekten de; Sudan'dan Pakistan'a kadar, katılığını ve vahşetini göstermekten çekinmeyen ABD'nin her ne kadar, kendini hissettiren hakimiyeti varsa da, zaman içinde büyük badirelerden geçme zorunluluğunda kalacağı şimdiden tahmin ediliyor.
Önce, Sudan'ı ikiye bölen sonra Libya'yı çökerten Mısır ve Tunus'ta yönetim değişikliği yaptıran, Filistin'i "yaralı aslan" durumuna sokan Lübnan ve Ürdün'ü tehdit eden, Suriye ve Irak'ı parçalayan, Yemen'de kargaşa çıkaran Körfez Ülkelerini birbirine düşüren bu arada Suudi Arabistan gibi zengin bir devleti "lider" yapmaya gayret eden ABD'nin Türkiye ile anlaşmazlıkları bir yana İran'dan servet ve toprak alma yolunu kesinlikle terk etmiyor. Her ne kadar Afganistan ve Pakistan'da yıllarca "bocalama" yaşayan ABD'nin yeni baş düşmanlarından Meksika,Venezuela ile Rusya, Çin, Kuzey Kore gibi ülkelerin yanı sıra Almanya ve Fransa ile olan ihtilafları da, devam ediyor.
Ne var ki, Trump'ın "İran ihtilafı" bütün kargaşasıyla ve birçok devleti peşine takarak gündemi zorluyor.