Dün açıklanan haziran ayı sanayi üretim verisi, sanayinin bir
önceki yılın aynı ayına göre yüksek bir üretim artışı trendi ile
yoluna devam ettiğini gösterdi. Nisan ayında, bir önceki yılın aynı
ayına göre yüzde 6.7'lik bir artış yakalayan sanayimiz, mayıs
ayında yüzde 3.5 ve haziran ayında da 3.4'lük büyüme ile, yılın 2.
çeyreğinde yüzde 4.6'lık bir ortalama üretim artışına imza attı. Bu
performans, yılın 2. çeyreğinde GSYH büyüme hızımızın yüzde 8'e
bile çıkabileceğine işaret ediyor. İstatistiki yanılma payı dikkate
alınarak hesaplama yaptığımızda ise, 2. çeyrekte yüzde 6.45 ile
7.25 arasında bir büyüme oranı görebiliriz. Bununla birlikte, yılın
ilk çeyreğinde sanayi üretimi ortalama yüzde 2.1'lik bir artış
oranı yakalamasına rağmen, büyüme yüzde 5 çıkmıştı. Bu nedenle,
yüzde 4.6'lık sanayi üretim artışı, 2. çeyrekte büyümeyi rahatlıkla
yüzde 8 ve üzerine taşıyabilir.
Çin'in yılın 2. çeyreğinde yüzde 7'ye yakın bir büyüme yakalayacağı
beklentisi dikkate alındığında, Türkiye'nin 2. çeyrekte de küresel
bir büyüme başarısı yakalamış olacağını şimdiden söylemek mümkün.
2017 yılının bütünü için, dünya ekonomisinin büyüme beklentisi ise
yüzde 3 olarak şekilleniyor. İhracatçılarımızın yılın 2. çeyreğinde
de ortaya koydukları performans ise, net ihracatın büyümeye pozitif
katkısının sürdüğüne işaret etmekte. 11 Eylül pazartesi günü
açıklanacak olan 2. çeyrek büyüme verisini merakla beklerken,
ihracatçımızın, Türk iş dünyasının merak ettiği bir başka konunun
euro-dolar paritesinin seyri olduğunu hatırlatmamız lazım. Başkan
Trump'ın sebep olduğu belirsizlik, ABD'nin iç ve dış siyasetine
yönelik tartışmalar euro-dolar paritesi üzerinde hayli belirleyici.
Nitekim, eurodolar paritesi, 2015'in ocak ayından bu yana geldiği
en yüksek seviye olan 1.1893 doları bile gördü.