Yarın Türkiye İstatistik Kurumu, 2017'nin hem 4. çeyreği, hem de
bütünü için GSYH verilerini açıklayacak.
GSYH büyüme hızına yönelik şubattaki ön tahminlerimiz, 2017'nin
bütünü için büyüme hızının yüzde 7.2 ile 7.9 arasında
şekillenebileceğine işaret ediyordu.
Bununla birlikte, 16 Mart'ta açıklanan ve baz yılı 2015 olarak
tanımlanmış yeni seri sanayi üretim verileri ışığında, 2011- 2018
dönemi yıllık bazda sanayi üretim değişim oranları incelendiğinde,
yarın açıklanacak 2017 yılı GSYH büyüme hızının yüzde 8.25 ile 8.45
arası çıkma ihtimalinin güçlendiğini görüyoruz.
Oysa önceki tahminlerimizde 7.2 ile 7.6 arasında dolaşmaktaydık ve
az da olsa yüzde 7.9'u, 8'i zorlayacağımızı düşünüyorduk. 2017'nin
son çeyreği için ise, en kötü senaryoda yüzde 8.43, orta senaryoda
10.02, iyimser senaryoda ise yüzde 12.40 gibi hayli yüksek bir 4.
çeyrek büyüme oranı görebiliriz.
Bu da, 2017'nin tümü için, GSYH büyüme hızı oranında muhafazakâr
senaryoda yüzde 7.5, orta senaryoda yüzde 7.9 ve iyimser senaryoda
bizi yüzde 8.25-8.45 aralığına kadar taşıyacak bir tahmine
götürüyor.
Yarın, TÜİK'in resmen açıklayacağı verinin yüzde 7.9 ile 8.25
arasında çıkması, yurtiçi ve yurtdışı ekonomi çevrelerinin bir
hayli üzerinde bir beklenti olacağı gerçeği ile piyasalarda havayı
değiştirecek bir etkiye sebep olabilir. Sonuç olarak, Türkiye'nin
G20 ülkeleri arasında, daha da önemlisi, 50'ye yakın seçkin
gelişmiş ve gelişmekte olan ülke arasında 2017'yi rekor bir büyüme
hızıyla kapattığı anlaşılmış olacak.
İşin ilginç yanı, TCMB'nin 100 ekonomistin görüşlerine başvurarak,
onların tahminlerinden oluşturduğu geçtiğimiz aralık ayındaki
beklenti anketinde 2017 büyüme tahmini ortalaması yüzde
5.7'ydi.
Türkiye Ekonomisi, ihracatta kırmaya devam ettiği rekorlarla,
sanayi üretiminde de, 2018'e, bir önceki yılın ocak ayına göre
yüzde 12'lik artışla başladı. 2017'nin ilk 3 ayında, imalat
sanayisi kapasite kullanım oranı ortalama yüzde 76.8 iken, 2018'in
ilk çeyreğine yüzde 77.9'luk bir başlangıç yapmış durumda. Veriler,
2018'de de büyüme hızının güçlü olacağına işaret ediyor. Mal ve
hizmet üretimindeki alkışlamamız gereken bu performansı
sürdürülebilir kılmak adına, reel sektörün maliyetlerini azaltacak
adım ve reformlara hız vermeyi sürdürelim.