Türkiye'nin ihracat gelirinin halen ağırlıklı bir bölümü euro,
ithalat ödemeleri ise dolar cinsinden. Euronun değer kazanması
işimize geliyor. 2014'ün ilk çeyreğinde, euronun 1.40 dolara kadar
yükselmesi, Türkiye'nin ihracatına da olumlu yönde yansımıştı.
Nitekim o yıl Türkiye'nin ihracatı 157.6 milyar dolarla, Cumhuriyet
tarihi rekoru kırdı. 8.7 milyar dolarlık bavul ticaretini de
eklersek 165.5 milyar dolar. 2015 ve 2016'da euro-dolar paritesi
1.05 ile 1.15 dolar arasında dalgalandı. Euronun yüzde 21 değer
kaybetmesi ve Türkiye'den ithalat yapan ülkelerin petrol
fiyatlarındaki gerilemeyle para kaybedip, bizden ithalatı kısmaları
ile ihracatımız 2016'da 142.5 milyar dolara kadar geriledi. 2017'de
ise, euro dolar karşısında 1.06 dolardan 1.20 dolara kadar
yükselince, Türkiye'nin ihracatı da yeniden 154 milyar dolara doğru
hamle yapmış oldu.
Euronun değerinin ne olacağı, euro-dolar paritesinin seyri, hem
ihracatçımız, ithalatçımız için, hem de reel sektör ve
bankalarımızın yabancı para cinsinden kredilerinin yönetimi
açısından hayli önemli. Bu yıl, euro dolar karşısında zayıf
seyretmeyi sürdürseydi, euro cinsinden faiz oranları da düşük
olduğundan, euro cinsiden borçlanmak daha avantajlı gözüküyordu.
Ancak, euro dolar karşısında değer kazanınca, euro-TL'de 4.3 TL'nin
üstüne kadar geldik. 2018'in ilk 4 ayı için de euro-dolar
paritesinde 1.22- 1.27 doların dahi test edilebileceği ifade
ediliyor. Bununla birlikte, ABD Doları'nın yeniden güçleneceği bir
döneme de giriyor olabiliriz. Çünkü FED'in aralık ayında bir,
2018'in ilk 4 ayında da bir kez olmak üzere, en az 2 kez faiz
artırması ve bilanço küçültmeye başlaması halinde, euro-dolar
paritesinin önce 1.16-1.12 dolar; sonrasında 1.12-1.08 dolar
bandına geri dönmesi ihtimali de kuvvetli. Kaldı ki, Başkan
Trump'ın vergi reformu 2017 sonuna kadar Kongre'den geçerse, vergi
oranlarındaki büyük indirimlerin de ABD'ye küresel sistemden yüklü
miktarda dolar dönmesine sebep olabileceği değerlendiriliyor.
Bu nedenle, ECB'nin 26 Ekim'de, FED'in de 1 Kasım'da
açıklayacakları para politikası kararları kritik önemde. ECB yıl
sonunda bitecek 60 milyar euroluk tahvil alım programını devam
ettirmezse, parite 1.12-1.16 dolar bandına oturabilir. FED'in faiz
artırımları ve bilanço küçültme adımları ile birlikte, ECB de 30
milyar euro düzeyinde tahvil alımını sürdürmeyi tercih ederse, 2018
doların güçlendiği ve dolar cinsinden borçlanma maliyetlerinin daha
da artacağı bir yıl olacaktır.