Şimdiden 2019'un küresel meseleler açısından çetin bir yıl
olacağını söylemek zor değil.
Bu başlıklardan birisini küresel petrol fiyatları oluşturuyor.
Malum, petrol fiyatları tarihinin en uzun düşüş serisini, Suudi
Arabistan'ın petrol ihracatını günlük 500 bin varil azaltma kararı
ile OPEC ve OPECdışı ülkeleri de üretimlerini kısmaya davet etmesi
sonrasında tamamladı.
Oysa ABD Başkanı Trump, pazartesi akşamı attığı tweet'te, Suudi
Arabistan ve OPEC'in üretimi kısmayacağını umut ettiğini; petrol
fiyatının daha da düşmesi gerektiğini ifade etmişti. ABD yönetimi,
sırf petrol fiyatları yükselmesin diye, İran Ambargosu'ndan
aralarında Türkiye'nin de yer aldığı 8 ülkeyi geçici olarak muaf
tutmuştu.
Uzmanlar, Suudi Arabistan'ın üretimi ve ihracatı kısma kararının
petrol fiyatları üzerinde keskin bir etkisi olmayacağını ifade
etmekteler.
Bununla birlikte, Trump'ın çağrısına karşılık, OPEC ülkeleri üretim
ve ihracatlarını kısmayı sürdürürse, yeni bir küresel kapışma
konusu öne çıkacak gibi gözüküyor. İngiltere'de ise, Brexit konusu
Başbakan May'ı istifanın eşiğine getirmiş durumda.
May, Avrupa Birliği lehine ödün verildiği düşünülen Brexit
anlaşmasını parlamentodan geçiremeyecek.
Anlaşmanın İngiltere'ye tüm dünya ile kendi ticari anlaşmalarını
yapabilme; regülasyonlar ve yasama üzerindeki kontrolünü yeniden
kazanabilme imkânı tanıması isteniyor.
Bunun anlamı, Çin'le uzun soluklu yeni bir ilişki seti oluşturmak
istenmesi.
NATO genel sekreteri Stoltenberg ise, Macron'un Avrupa'nın kendi
savunma kabiliyetini geliştirme yönündeki çabalarını memnuniyetle
karşıladığını; ancak, bunun transatlantik ilişkileri güçlendirecek
şekilde yapılması durumunda NATO'yu da kuvvetlendireceğini ifade
etmiş. Yani ABD ile gerginliğe sebep olm...