Avrupa Birliği (AB), 2008 küresel finans krizinin sebep olduğu sosyo-ekonomik tahribat ve bu tahribatın tetiklediği 'aşırı sağcılaşma' sorununa bağlı olarak, Türkiye ile ilişkilerinde, bilhassa son 8 yılı, büyük bir bocalamayla geçirdi.
Almanya Şansölyesi Merkel'in Türkiye'nin vazgeçilmez 'özgül ağırlığı' ve Avrupa'nın geleceği açısından taşıdığı stratejik öneme bağlı olarak, Türkiye AB ilişkilerini belirli bir zeminde tutma, her iki tarafın da yapıcı adımlar atabilecek ölçüde birbirinden uzaklaşmaması adına ortaya koyduğu çabalar, bilhassa Fransa'nın iki sorunlu cumhurbaşkanı Sarkozy ve Macron dönemlerinde yeterince desteklenmedi, desteklenmiyor. Hoş, Merkel'in bu süreçteki çabalarının Alman siyasetinde de zaman zaman destek bulmakta zorlandığını gözlemliyoruz.