2020'den, 'Kovid-19' küresel virüs salgınından bu yana, dünyanın
önde gelen 40 ülkesi ağır bir 'dayanıklılık testi'nden
geçiyor. İki siyah kuğu, 'Kovid-19' ve
'Rusya-Ukrayna Savaşı' sanki dünyayı yeterince ağır bir sınamadan
geçirmemiş gibi, Orta Doğu'daki savaş hali ve Filistinlilerin maruz
kaldığı soykırım küresel ekonomi-politik sistem ve temsil eden
uluslararası çok taraflı teşkilatların tümüne ciddi bir saygınlık
kaybı yaşattırdı. Mevcut tablo yetmezmiş gibi, küresel güç
merkezleri arasında artan gerginlik, Asya-Pasifik ile
Atlantik arasında, Küresel Güney ile Küresel Kuzey arasında
derinleşen rekabetin tetiklediği ticaret savaşları
2024'de tüm dünyayı yorduğu gibi, 2025'de de yormaya devam
edecek.
Mevcut küresel ekonomi-politik iklimin önde gelen ekonomilerinin
bütününü 'güçsüzleştirici' bir etkisi söz konusu.
Bu nedenle, 'güçsüzleştirici' iklime karşı önde gelen 40 ekonominin
tümü kendini güçlü kılacak arayışlar içerisinde. Kritik sektör ve
alanlarda 'stratejik otonomi'yi derinleştirmek,
enerji dönüşümünü ve dijital dönüşümü ivmelendirmek, küresel iklim
krizine karşı...