Küresel ekonomi-politik sisteme yönelik, daha da derin bir
boyutta 2. Dünya Savaşı sonrası oluşturulmuş 'Küresel
Düzen'e yönelik değişim ve dönüşüm sancılarının ciddi
manada şiddetlendiği; bu nedenle küresel ve bölgesel jeopolitik ve
jeoekonomik gerginliğin tırmandığı bir sürecin içinden geçiyoruz.
Küresel Kuzey ile Küresel Güney arasında rekabet derinleşiyor.
2000'li yılların başından bu yana Atlantik'ten Asya- Pasifik'e
doğru hareketini sürdüren 'sıklet merkezi' odaklı değişim, kıtalar
arası enerji, savunma, teknoloji ve lojistik odaklı mücadeleyi de
yoğunlaştırmış durumda. Bu mücadelenin kritik önemdeki
sacayaklarından birisini ise 'nüfus'
oluşturuyor.
Gerek kıtalar arası üretim ve tedarik rekabeti, ne kadar yüksek
teknoloji odaklı bir dönüşüm yaşansa da, gerekse de askeri güç
rekabeti halen ve halen ülkelerin coğrafyaların nüfus, istihdam ve
beşeri kaynak imkân ve kabiliyetleri ile doğrudan bağlantılı. İşte,
bu noktada, Avrupa önemli bir
'tehdit' ile karşı karşıya. 2023 yılı sonu itibariyle
742,2 milyona ulaştığı öngörülen Avrupa'nın...