Bir süredir küresel ekonomi-politik sistemi temsil eden kimi
uluslararası teşkilatlarda ve bilhassa Atlantik İttifakı'nın
başkentlerinde çalışmalar yürüten düşünce
kuruluşları da yoğunluk kazanan bir dizi tartışma konusunu
aktarmak isterim. Tartışma başlıklarının en çarpıcı olanlarından
ilki 'düşman oluşturma miti elde mi patladı'
başlığı. Kapitalist sistemin ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra
derinlik kazanan 'Atlantik İttifakı'nın
konsolidasyon amaçlı olarak aralıksız düşman oluşturma mekanizması
acaba ters mi tepti? 21. Yüzyıl'da güç merkezlerinin birbirlerini
'düşman' ilan etmesi, küresel ekonomi-politik sistemi daha da derin
bir belirsizliğe, girdaba mı sürüklüyor? Yeni bir 'soğuk
savaş' dönemini oluşturmanın
maliyet-avantaj dengesi, bir
önceki Soğuk Savaş dönemine göre daha da mı ağır kayıpların
habercisi?
İkinci soru başlığı, kapitalist sistemin artık
daha derinlemesine demokrasi ve insan haklarını mı tehdit ettiği?
Bu nedenle, 'bilinçli kapitalizm'in, salt kar
odaklı bir kapitalizm yerine, toplum menfaatini, katma değerin
hakkaniyetli...