Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin
ilk kabinesinin ilk 100 günü adına açıkladığı eylem planının pek
çok önemli başlığı arasındaki kritik bir detay, ticaret ve finans
kanalında yakın bir döneme kadar 'Atlantik', bir diğer değişle
'Batı' ağırlıklı anlayışın, BRICS-MINT ülkeleri ağırlıklı olarak
çeşitlendirilmesi, güçlendirilmesi, hatta bir bakıma
önceliklendirilmesine yönelik mesajlardı. 1860'tan bu yana,
Atlantik merkezli, 'Kuzey- Batı' ittifakının, asimetrik düzenin
kontrolünde yürüyen, Soğuk Savaş döneminin ortalarından itibaren
IMF-uluslararası derecelendirme kuruluşları- uluslararası finans
kurumları üçgeni üzerinden yürütülen 'küresel faiz kıskacı'nın
bertaraf edilmesine yönelik yeni uluslararası ekonomik
işbirliklerinin öne çıktığı bir dönemden geçiyoruz.
Öyle bir dönem ki, BRICS-MINT, yani Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin
ve Güney Afrika, Meksika, Endonezya, Nijerya ve Türkiye kendi
aralarında yerel para birimlerini kullanmaya ağırlık verdikleri
yeni bir küresel ticaret ağı, birlikte yürütebilecekleri
yatırımlara yönelik yeni kalkınma bankaları oluşturmaya hız vermiş
durumdalar. Bu yeni süreç, ABD'nin ve AB'nin kontrolündeki Dünya
Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Avrupa Yatırım Bankası,
Asya Kalkınma Bankası'na bağımlı olmadan, yeni yükselen ülkelerin
birlikte yürütecekleri projelerin finansmanında, kendi aralarında
oluşturacakları yeni kalkınma bankaları ile finansman sağlamaları;
birbirlerinin sermaye piyasalarında tahvil ihracı gerçekleştirerek,
inter-finansman imkanları oluşturmaları anlamına gelmekte. Gönül
isterdi ki, eski adıyla Hazine Müsteşarlığımız üç yıldır Çin
sermaye piyasasında 'Pandabond' ihracına çoktan başlamış olsun.
Gecikmiş de olsa, bu adımların hızla devreye girmesi önemli.
Ticaret kanalında ise, yükselen çekim merkezleri olarak Türkiye,
Rusya, Hindistan, Meksika, İran, Brezilya, Güney Kore, Endonezya,
Malezya, Güney Afrika ve Nijerya'nın, dünya milli gelirinin ve
küresel ticaretin neredeyse yüzde 60'ına hakim olan bu ülkelerin,
bilhassa kendi aralarında milli paralarını kullanarak hammadde, ara
mamul, nihai ürün ve enerjiye dayalı yeni bir ticaretfinans aktarım
ağı oluşturmaları, yakın bir gelecekte birlikte yürütecekleri
projelerle kendi aralarında blokzincir sistemleri ve milli paralara
dayalı dijital paralarla uluslararası ticaretin önünü açmaları, 70
yıllık 'dolar imparatorluğu'nun da çöküşü anlamına gelir. Rahip
Brunson üzerinden yürüyen küresel kapışmanın izlerini bu detaylarda
da aramanızda sonsuz yarar var.