Türkiye Ekonomisi'nin bugün ve geleceğine duyulan güvenin göstergelerinden biri yabancı yatırımcıların Türk yatırım araçlarına duydukları ilgi ve aktardıkları kaynağın büyüklüğü. 15 Temmuz hain darbe girişimi, ardından Fırat Kalkanı, Türkiye-ABD ilişkilerinde zor etaplar ve son olarak, Türkiye ile Almanya arasında yükselen gerginlik. Geçtiğimiz temmuzdan bu yana geçen 15 ay içinde, yabancı yatırımcılar 2016'da hisse senedi ve Türk tahvillerine net 1.5 milyar dolarlık yatırımın üzerine, 2017'nin 9 aylık döneminde hisse senedine 3.1 milyar dolar, tahvillerimize de 7.6 milyar dolar yatırım gerçekleştirmişler. Yabancıların 2017'deki 10 milyar doları aşan pozitif yöndeki net portföy hareketleri ile, yabancıların hisse senedindeki toplam yatırımları 2016 sonunda 35.5 milyar dolar iken, 54.8 milyar dolara, devlet iç borçlanma senetleri, yani hazine tahvillerindeki toplam portföy büyüklükleri de 26.7 milyar dolardan 31.6 milyar dolara yükselmiş. Türkiye'de mevduat dahil, tüm tasarruf araçlarındaki yabancı sermaye yatırım büyüklüğü ise, 2016 sonunda 94 milyar dolar civarındayken, 123.6 milyar dolar düzeyine ulaşmış durumda.
Bu rakam, 2014 sonundan bu yanaki en yüksek seviye. Vize gerginliği ve İdlib Operasyonu'nun öncelikli gündem maddelerini oluşturduğu bir konjonktürde, finans piyasalarının kısa süre içinde yeniden kendilerini dengelediğini gözlemliyoruz. Avrasya'nın bugün ve gelecekte, küresel ekonominin sıklet merkezini oluşturacağı bir dünyada, yerli-milli teknoloji hamlelerini, ulaştırma, enerji gibi uzun vadeli alanlarda mega projeleri sürdüren Türkiye, ülke ekonomisinin sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme başarısını kalıcı kılacak stratejiler üzerinde çalışmaya yoğunlaşmış durumda. 2030'a kadar genç ve dinamik nüfusunu artırmayı sürdürecek, 2050'de 90 milyon civarındaki nüfusu ile Avrasya'da ağırlığını hissettirecek olan Türkiye, dünya GSYH'sındaki payını önce yüzde 1.5'e, ardından da yüzde 3 düzeyine taşıyacak.