Küresel, bölgesel ve ulusal ölçekte 'Kovid-19' küresel virüs
salgınıyla ilgili kapsamlı mücadele ve salgının sebep olduğu
ekonomik, sosyal, hatta uluslararası politikayı ilgilendiren
meselelerin tümü dikkatle takip ediliyor. Süreçler sadece
ekonomipolitik boyutlarıyla değil, aynı zamanda teknik
boyutlarıyla da detaylı incelenmekte ve tartışılmakta.
İşte tam da bu noktada, küresel pandeminin bir kez daha
hatırlattığı kritik bir konu başlığı, ülkelerin, hatta dünyada öne
çıkan şehirlerin 'yaşam kalitesi' meselesi
oldu.
Küresel pandemi öncesinde, 'yaşam kalitesi'nde öne
çıkan en temel hususlar, aslında şehirlerin günlük yaşamına dair
daha estetik, daha 'sosyal yaşama' dokunan başlıklardı. Şehirdeki
sanat merkezleri, yeşil alanlar, sosyal eğlence mekanları,
kütüphaneler, ağırlama endüstrisinin (restoran, kafe, otel ve
benzeri imkanlar) imkanları doğal olarak öne çıkmaktaydı. Ancak,
küresel pandemiyle birlikte, bu başlıklar, detaylar,
'önemi'ni yitirmese de,
'önceliği'ni yitirdi. Uluslararası kurumların
raporlarında, artık altı kalın bir şekilde çizilerek, bir ülkenin
veya şehrin...