Küresel sistemin önde gelen ekonomilerinin son 10 yıldır;
özellikle son 5 yıldır 'iklim krizi' ve buna bağlı olarak 'yeşil
dönüşüm' konusunu öne çıkardıkları bir gerçek. Bununla birlikte,
'yeşil dönüşüm'den kast edilen hızla fosil
yakıtlardan temiz ve yenilenebilir enerjiye geçiş ise, bunun aynı
zamanda 'adil' bir dönüşüme işaret etmesi için belirli temel
noktaların göz ardı edilmemesi gerekiyor. Örnek vermek gerekirse,
daha geçen hafta OECD çatısı altında Afrika ülkeleri ile
gerçekleştirilen toplantıda, bir çok ülke fosil yakıtlardan hali
hazırda elde ettikleri ihracat gelirinin ve kendi toplumlarına ucuz
fosil yakıt kullandırmanın, sürdürmekte oldukları kalkınma
mücadelesinin önemli finansman kaynaklarından birisini
oluşturduğunu belirterek, 'yeşil dönüşüm'e hızlı geçişin kendileri
için 'kalkınma' boyutunda risk oluşturduğuna
deyindiler.
Bu nedenle, 'yeşil dönüşüm' ne kadar önemli olsa da, bunun
'adil dönüşüm'ü de temsil ediyor
olması bir o kadar önemli. Yani, fosil yakıtlardan temiz ve
yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin istihdam geçişini
sağlayacak, gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasını sekteye...