1453, İstanbul'un Fethi, bir askeri dehalığın, devletin kurumsal
yönetişim becerisine yönelik kararlılığın, Osmanlı Devleti'nin ve
İmparatorluğun bilim ve teknolojiye verdiği
ödünsüz önceliğin bir nişanesidir, kutlu bir zaferdir, dünya tarihi
açısından bir kırılma noktasıdır. Orta Çağ'ın kapanarak,
Yeni Çağ'ın açılması sadece düz bir anlam
yükleyerek ifade edilebilecek bir husus değildir. Çünkü, Fatih
Sultan Mehmed Han ve emrindeki Osmanlı Ordusu'nun şanlı zaferi,
sadece askeri strateji ve silah sistemleri adına devrimsel bir
dönüşümü müjdelemez; aynı zamanda, devletin
kurumsal yönetişimi adına yeni
bir kanuni düzeni, nizamı; Orta Çağ'ın adalet ve ahlak değerlerine
göre yeni bir adalet ve ahlak
anlayışının varlığını hükmeder.
Tüm bu devrimsel dönüşümün yanı sıra, fizik, kimya,
matematik ve astronomiye dayalı bilim ve
teknoloji anlayışının Orta Çağ'ın dogmalarını yerle yeksan etmesini
temsil eder. Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'un fethinden sonra,
bugün İstanbul Üniversitesi'nin tarihini oluşturan medreseleri
Süleymaniye'de...