Gerçek-ötesi (post-truth) 2016'da Oxford sözlüğünün yılın
kelimesi seçtiği bir kavram. Somut gerçeklerin belirli bir konu
üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden
daha az etkili olması anlamına geliyor. Türkiye, 2006'dan bu yana
sistematik olarak etkisi artırılan bir 'gerçek-ötesi' operasyonla
karşı karşıya. Gezi, 17-25 ve 15 Temmuz hain darbe girişimi ile
Türk toplumunun anlamlı bir bölümü 'gerçek-ötesi' bir saldırının
etkisi altına alındı. Küresel bir ağ (siyaset, medya, uluslararası
kuruluşlar) tarafından yürütülen söz konusu 'gerçek- ötesi'
operasyon, 2 yıldır ekonomi alanına da sızdırılmaya
çalışılıyor.
Yabancı bir gazete 'turistler Türkiye'ye dönüyor' diye yazıyor,
insanlar 'turizm bitti' diyor. 7 aydır, ihracatın tekrar artışa
geçtiğini rakamlar net olarak gösteriyor, insanlar 'ihracat bitti'
diyor.
Etrafımızdaki coğrafyada, ülkelerin ve toplumların kurtuluş ümidi,
moral kaynağı olan, 'Türkiye Ekonomisi'nin son 15 yıllık
başarısının somut gerçekleri' görünmeyen bir küresel el marifeti
ile adeta yok edilmeye çalışılıyor. Oysa bizim bu saldırıya karşı
uyanık olmamız gerekmekte.
Gezi provokasyonunu da, 17-25 hukuk operasyonunu da, 15 Temmuz FETÖ
hain darbe girişimini de Türkiye Ekonomisi'nin uluslararası ölçekte
tescillenmiş 15 yıllık başarısı ile atlattık.
Ancak, 'gerçek-ötesi' algı operasyonunun ekonomi bacağı, bir
ahtapot gibi, sinsi sinsi, ekonomimize dolanmaya çalışıyor. Bu
nedenle, enflasyonla mücadelede hızımızı artırmak ve bir an önce
sonuç almak önemli. Bu nedenle, yastık altı TL, döviz ve altın
cinsinden tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını sağlayacak
tedbirleri bir an önce hayata geçirmek önemli. Bu nedenle,
KOBİ'lerimizden büyük işletmelere ve holdinglere, reel sektörün
ülkesine güvenini sağlam tutacak çabalar kritik derecede
önemli.