G-20 ülkelerinin tümünde, ülkenin iş, sanat, bürokrasi ve
siyaset dünyasından belirli sayıda insan, fikirlerin,
uygulamaların, inançların, değerlerin, besinlerin, ürünlerin,
kanunların ve neredeyse dillerin homojen bir yapıya kavuşması
adına, 'globalizm' olgusunu savunmaktalar.
Globalizm (küreselizm) taraftarı bu insanların bir kısmı iyi
niyetli olsalar da, 'homojen bir modernizm'in dünya için daha iyi
olduğunu zannetseler de, onların su üzerindeki iyi niyetinin
altında, bu insanları da vahşi şekilde kullanan, hayli karanlık,
hayli tehlikeli emelleri olan büyük ve gizli bir kütle söz konusu.
Öyle karanlık bir yapı ki, ülkelerin milli bilincinden, milli
iradesinden, milli egemenlik duruşundan hiç hazzetmeyen, bilakis
nefret eden sorunlu ve tehlikeli bir yapıdan söz ediyoruz. Bu
yapıyı tehlikeli kılan en önemli noktalardan birisi, globalizmi bir
'inanç sistemi' olarak dünya vatandaşlarına ve ülkelere gerekirse
cebren, hatta tehditle kabul ettirme gayretleri.