Dünya ekonomisi için son dönemde ön çıkan en çarpıcı
tespitlerden birisi, gelişmiş ekonomiler değil, artık yükselen
gelişmekte olan ekonomiler (E7) ve onlardan feyz
alan diğer gelişmekte olan ekonomilerin (GOE'ler)
dünya ekonomisinin lokomotifi konumuna ulaştıkları gerçeği.
Uluslararası Para Fonu'nun iki uzmanı tarafından kaleme alınan son
araştırma makalelerinden birisi, GOE'ler artık dünya ekonomisinde
inovatif çalışmalarıyla, kendi yerel, özgün çözümleriyle küresel
gelişmelere 'rehine' olmadıklarına işaret ediyor.
Küresel büyümenin motor gücünü oluşturan GOE'ler, aynı zamanda
gelişmiş ekonomilerden mukayese edilmeyecek kadar düşük borç stoku
oranlarıyla, yani aşırı borçlanmaya ihtiyaç duymadan kendi
hikayelerini yazmaktalar.
G7 ülkelerinin ve kişi başına geliri hayli yüksek olan ekonomilerin
önemli bir bölümü ise bir yandan ciddi bir borç
sarmalı ile boğuşurken, bir yandan da sürekli kendini
tekrarlayan bocalamaların içerisine düşmüş durumdalar. Mario
Draghi'nin başkanlığındaki bir uzmanlar grubunun '2030 ve ötesinde
Avrupa'nın Rekabetçiliği' raporu, bu tespitlerin tümüne değinen
çarpıcı bir rapor olarak...