Kerem Alkin Sabah Gazetesi

İran sokaklarından Hürmüz Boğazı ve Çin Seddi’ne

1990'lı yıllarda, Soğuk Savaş bitip, 'iki kutuplu 'gerginlik'in tozu dumanı ortadan kalktıktan sonra, küresel ölçekte bir 'alan çevirme' operasyonu gözlemledik. Almanya-Fransa, 'birleşik Avrupa' ideali adına AB projesinin etki...

05 Ocak 2018 | 232 okunma

1990'lı yıllarda, Soğuk Savaş bitip, 'iki kutuplu 'gerginlik'in tozu dumanı ortadan kalktıktan sonra, küresel ölçekte bir 'alan çevirme' operasyonu gözlemledik. Almanya-Fransa, 'birleşik Avrupa' ideali adına AB projesinin etki alanını hızla genişletirken, ABD tüm bir Amerika kıtasını konsolide etti. Çin ise, bir ucu Orta Asya Cumhuriyetleri ve İran'a, bir ucu ise Güneydoğu Asya'ya uzanacak, Güney Çin Denizi'ne uzanacak bir pozisyonlanmayı hızlandırdı. Rusya, 1991-2000 arasını önceki başkan Yeltsin'le heba ettikten sonra, Putin'li son 17 yılı iyi değerlendirip, Orta Asya ve Ortadoğu'da Çin'i dengelemeye yönelik bir pozisyonlanmaya ağırlık verdi. ABD'nin atakları ile Ukrayna ve Gürcistan'a dayanan NATO sınırını, iki ülkeyi de kısmen işgal ederek dengelemeyi tercih etti. Son 25 yılı, Balkanlar, Karadeniz, Kafkasya, Hazar, Orta Asya, Afganistan, Pakistan, İran, Irak, Suriye, Mısır ve Libya'ya kadar uzanan bir hatta, yaşanan pek çok savaş, iç savaş ve insanlık trajedisini takip ederek, kâh üzülerek, kâh kahrolarak geçirdik.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü 22 Kasım 2024 | 39 Okunma Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış 20 Kasım 2024 | 76 Okunma G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele 18 Kasım 2024 | 101 Okunma İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım 15 Kasım 2024 | 45 Okunma Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ 13 Kasım 2024 | 92 Okunma