Japonya'nın kökleşmiş kültüründe 'Sakura', 3-4 hafta boyunda bir tür kiraz ağacının çiçek açmasının ötesinde, esasen baharın müjdecisi, hayatın anlamı ve daha da önemli 'değişim'in müjdecisidir.
Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekci'nin bitirmekte olduğumuz haftaki Tokyo ziyareti, hem bilinen anlamıyla, hem de Türkiye- Japonya ekonomik ve ticari ilişkilerinde yeni bir dönemin, değişimin başlamasının müjdecisi olarak kritik önemdeydi.
2 günlük görüşme ve toplantı maratonunda, Bakan Zeybekci, Japon mevkidaşı bakanlara, Japon iş dünyasının temsilcilerine, müteahhitlere, Türkiye'nin 'Kültür Coğrafyası'nda işbirliği önerisinde bulundu. Nisan ayında 9. turu tamamlanacak ve en geç önümüzdeki sonbaharda neticelendirerek, imza aşamasına getireceğimiz Serbest Ticaret Anlaşması'yla (STA), Japonya ile yeni bir sayfa açacağız.
Asya'nın en doğusu ile en batısı arasındaki bu yeni işbirliği süreci, Türkiye'nin küresel aktörlerle, önümüzdeki 25-50 yıl için köklü ve derin ekonomik ilişkiler kurması anlamına geliyor.
Bakan Zeybekci'nin ifadesi ile, Türkiye, Avrupa Birliği, ABD, Rusya, Çin, Japonya gibi küresel aktörlerle salt savunma ve sınırlı bir ticari ilişki ve işbirliğinin ötesinde, bilim, teknoloji, inovasyon, kapsamlı ticaret ve dünya coğrafyasına refahın dağıtılması alanlarında da köklü işbirliği çağrısı yapıyor.
Türkiye, küresel aktörlere 'hasımlık' değil, 'hısımlık' öneriyor. Bu nedenle, küresel aktörlerin, bilhassa ABD'nin Türkiye'yle ilişkilerinin hangi boyuta evirilmesini tercih ettiğine bağlı olarak, Türkiye de kendisiyle köklü ve daha kapsamlı işbirliğine hazır olan ülkelerle yeni bir dönemi başlatacak. Bu nedenle, ABD'nin demir-çelik ve alüminyumda 23 Mart'ta Türkiye lehine karar alması, ilişkilerin geleceği açısından hayli önemli.
Türkiye'nin çok sayıda ürün ve pazarla ciddi anlam...