Cumhuriyet tarihinde 3. kez, bir lider, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023, 2053 ve 2071 için Türkiye'nin uzun soluklu ve her türlü senaryoyu gözeten stratejiler oluşturması gerektiğinin ısrarla altını çiziyor ve bu amaçla Türkiye'nin etkin, vizyoner kadrolar oluşturmasına öncülük ediyor. Acıdır ki, kendini entelektüel zanneden kimileri, ifade edilen tarihlere yönelik strateji oluşturma gayretlerini ütopik çabalar olarak tanımlama acziyeti içindeler. Oysa Dünya Bankası'nın 2100 küresel nüfus projeksiyonu çalışması, Kuzey- Kuzey İttifakı'nın bir dönem birlikte götürüp, bugün birbirlerine düştükleri en temel konunun küresel ekonomide 2100'e kadar devam edecek yeni ekonomik fırsatlara yönelik pozisyonlanma olacağına işaret ediyor.
Ve Türkiye'nin jeo-stratejik ve jeoekonomik konumunun 2100'e
kadar sürecek küresel pozisyonlanmadaki imkânları, avantajları o
kadar güçlü ki, kimi ülkeler çıldırmışçasına bir düşmanlıkla, sahip
olduğumuz avantajları yok etme gayretindeler. 2100 dünyasında, 11.2
milyara ulaşacak dünya nüfusunun 4.9 milyarı Asya'da, 4.4 milyarı
ise Afrika'da yaşayacak. Nüfusu 5.3 milyarı gördükten sonra, hızla
yaşlanma sürecine giren Asya nüfus kaybederken, Afrika 4.4 milyar
nüfusa hiç ara vermeden yükselecek.
Kuzey-Kuzey İttifakı 1 milyar nüfusu zor bulurken, Latin Amerika
tek başına 720 milyon nüfusa sahip olacak.