Kapitalizm, varoluşundan bu yana ki en kritik kırılma
dönemlerinden birisini yaşıyor. 1929 Büyük
Buhranı, kapitalist sistem için ilk ağır şok ve
ilk sınavdı. Kapitalist sistem açısından adeta 'direkten
dönme' anlamına gelebilecek bir kırılmaydı. Sonucu, 2.
Dünya Savaşı ve sonrasındaki Soğuk Savaş dönemi boyunca, bilhassa
1950 ile 1980 arası 'devlet destekli kapitalizm'
anlayışının ilerleme kaydetmesiydi. 1980'lerin başlarında,
'Washington Konsensüs'ü olarak tanımlanan
mutabakat, neoliberal anlayışın kapilatist sistem açısından öne
çıkışıyla birlikte, bilhassa gelişmiş ekonomilerin gelişmekte olan
ekonomileri 'serbest ticaret' ve
'sermaye hareketlerinin
serbestleştirilmesi' konusunda ikna etmesi
anlamına geliyordu.
Böylece, kapitalist sistem sağlam bir 'neoliberal
ortodoks' damar üzerinden kendine yeni bir rota belirledi.
Dünyanın önde gelen yedi ekonomisinin, G7 Kulübü'nün gelişmekte
olan ekonomilerin düşük işgücü, düşük hammadde, düşük toprak, arazi
maliyetlerinden yararlanarak, kendilerine...