Başkan Trump'ın 'ciddi ölçüde kusurlu' bulmasına rağmen, 'ulusal
birlik' için imzaladığı , ABD Kongresi'nin Rusya, İran ve Kuzey
Kore'ye yönelik yeni yaptırım tasarısını "ciddi ölçüde kusurlu"
olmasına karşın "ulusal birlik" için imzaladığı 'Amerika'nın
Düşmanlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası', ABD-Rusya-AB
üçgeninde gerçek manada bir 'küresel ticaret savaşı'na dönüşüyor.
Rus yetkililer, gerekçelerini reddettikleri yeni yaptırımlarla
Rusya'yı eğip-bükmeyi, politikasını değiştirmeyi düşünmekle büyük
hata yaptıklarını belirtmekteler. Rusya Başbakanı Medvedev ise,
yeni yaptırımlar nedeniyle ABD ile ilişkilerin düzelme ihtimalinin
artık kalmadığını; ABD'nin, bu yaptırım hamlesiyle, Rusya'ya
yönelik tam kapsamlı bir ticaret savaşı başlattığını açıkladı. Yasa
Rusya'nın demiryolu, gemicilik, metal ve madencilik gibi kilit
sektörlerini de hedef alıyor.
Yasayla birlikte, Rusya'daki petrol şirketleriyle iş yapan
şirketlere de kısıtlamalar getirilecek. AB Komisyonu Başkanı
Jean-Claude Juncker, Başkan Trump'ın imzası sonrasında, Rusya'nın
doğal gaz ve petrol projelerinde yer alan Almanya, Fransa, Hollanda
ve Avusturya gibi AB üyesi ülke şirketlerinin zarar görmesi
ihtimali karşısında ABD'ye karşı ekonomik çıkarlarını
savunacaklarını ve yeterli ölçüde karşılık vermeye hazır olduğunu
vurguladı. Anlaşılan o ki, ABD-Rusya-AB hattında işler daha da
gerginleşebilir. İngiltere ise, Asya-Pasifik cephesinde yeni
ortaklarla pozisyon almak üzere adımlarını hızlandıracaklarını
belirtmekte. Görünen o ki, küresel enerji oyunu sertleşiyor ve ABD,
Rusya ile AB arasında enerji ağırlıklı alanlardaki işbirliğini
ciddi anlamda baltalamayı hedeflemekte. Bu gelişmelerin tümü,
AB'nin enerji arz güvenliği açısından, Türkiye'yi bir kat daha
vazgeçilmez ülke konumuna getiriyor. Bu nedenle, Doğu Akdeniz, Orta
Doğu ve Türki Cumhuriyetler'deki petrol ve doğalgazın bölgesel
kavşak noktası Türkiye ile, AB'nin daha uzun vadeli bir 'ortaklık
stratejisi' oluşturması gerekmekte.