İster IMF, ister OECD, tüm uluslararası ekonomik kuruluşların ve
teşkilatların üzerinde titizlikle durdukları konu, küresel ekonomik
sistemi ayakta tutan ekonomilerin önümüzdeki 5 ile 10 yılı nasıl
'dirençli ekonomi' olarak geçirebilecekleri.
Birinci öncelikli sorun küresel borç girdabı ve
önde gelen ekonomilerin borç yönetimi. Gerek G20, gerekse de OECD
üyesi ülkelerin pek çoğunda kamu borçları bir hayli ağır. Reel
sektör ve hane halkı borç stoku ile birlikte ortaya zorlu bir tablo
çıkıyor. Önde gelen ekonomileri 'dirençli' hale getirmek için borç
yükünün azaltılması gerekmekte. Bu da, üretim, ihracat ve büyüme
olmadan zor. Borç yükünün yönetimi 'durmadan
bisiklet pedalı çevirmeyi' gerektiriyor.
Büyüme ve ihracat teklediğinde süreci
yönetmek hayli zor.
Bu nedenle, küresel ekonominin 'tatmin edici' düzeyde olmasa bile,
2020'den bu yana 'keyifsiz' bir büyüme performansını sürdürme
gayretinde olması önemli. Katma değer üretiminin artışını
sürdürmesi, borçların geri ödemesi için ek kaynak oluşturulması
anlamına geliyor. 'Dirençli ekonomi' olmak için
'yatırım'...