Kerem Alkin Sabah Gazetesi

Peki ya gelir dağılımı?

Ekonomi, anti-mekanik, insanı merkeze yerleştiren bir bilim dalıdır. Neo-liberal anlayış, ne zaman üreticitüketici, piyasa ilişkilerini mekanik bir yapıya indirgemeye çalışmıştır, orada...

29 Eylül 2017 | 256 okunma

Ekonomi, anti-mekanik, insanı merkeze yerleştiren bir bilim dalıdır. Neo-liberal anlayış, ne zaman üreticitüketici, piyasa ilişkilerini mekanik bir yapıya indirgemeye çalışmıştır, orada çuvallamıştır. 1929 Büyük Buhranı, 1970'lerdeki krizler ve son 2008'deki küresel finans krizinde bu hatanın ipuçlarını bulabilirsiniz. Bu nedenle, tüketicinin ekonomiye güveni, yaşam standardına yönelik beklentileri, ekonominin dinamikleri açısından, büyümenin motivasyonu açısından diğer parametrelerden önce gelir. Bu köşede, 1 yıldır pek çok defa dile getirdiğim gibi, tarihin en tehlikeli terör örgütlerinden biri olduğu pek çok yönüyle ortaya çıkmış olan FETÖ, 2006'dan bu yana tüketici güvenini kırılganlaştırmaya yönelik pek çok siyasi operasyonu, cinayetler dahil olmak üzere, acımasızca kullandı. AK Parti hükümetlerinin pro-aktif tedbirleriyle, 15 Temmuz hain darbe girişimi dahil bu saldırıların üstesinden başarıyla geldik.
Tüketicinin ekonomiye duyduğu güven, yaşam standartlarına yönelik beklentisi, gelir dağılımıyla doğrudan bağlantılı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) raporları, Türkiye'nin son 30 yılda gelir dağılımını düzeltmede en iyi performansı göstermiş ekonomi olduğuna işaret ediyor. Bununla birlikte, bu başarının korunması ve iyileşmenin sürmesi daha da önemli bir sorumluluk. Konu, gelir dağılımındaki iyileşmenin sürdürülebilir kılınması ise, bunun en temel sacayaklarından birini hiç şüphesiz maliye politikası ve onun en önemli parçası olan vergi politikası oluşturmakta. Ekonomi Yönetimi'nin, Türkiye Ekonomisi'nin uluslararası ölçekteki algısı açısından mali disipline ciddi bir önem atfettiği aşikâr. Bununla birlikte, bütçe açığının AB bütçe açığı kriterinin yarısı bir seviyeye çekilmesi adına hayata geçirilecek vergi artışları, eğer hane halkı nezdinde yaşam standardını, gelir dağılımı algısını zedeleyici bir sonuca sebep olursa, hane halkı harcamalarındaki azalma ve tasarruf etme zorunluluğuna dair artan eğilim, büyümeyi de olumsuz etkiler.
Bu nedenle, gerekçesi ne olursa olsun, 2018-2020 Orta Vadeli Program hedefleri kapsamında kamuoyu ile paylaşılan vergi düzenlemelerinden elde edilmesi düşünülen pozitif sonuç, her şeyden önce tedbirlerin algısının da iyi yönetilmesinden geçiyor. Kanaatim, açıklanan düzenlemeler bir kaç haftaya yayılarak izah edilseydi, kamuoyu algısı açısından daha yararlı olurdu. Bu noktada, söz konusu düzenlemelerin gelir dağılımına yönelik algıyı zedelemeyecek bir motivasyonla uygulanması hayati önem taşımakta. 2018-2019 gibi zorlu bir süreçte, kendi topuğumuza kurşun sıkmayalım.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel açlık tehdidinin jeopolitik yönü 22 Kasım 2024 | 39 Okunma Sürdürülebilirlik ve refah için kalıcı barış 20 Kasım 2024 | 76 Okunma G20 ve küresel eşitsizlikle etkin mücadele 18 Kasım 2024 | 101 Okunma İklim krizi için 8 trilyon dolar daha lazım 15 Kasım 2024 | 45 Okunma Ya ‘temiz enerji fonu’, ya daha ağır ‘kaos’ 13 Kasım 2024 | 92 Okunma